Elbette Adana Demirspor için…Elbette Başkan Murat Sancak için…
Eğer bir takım son 3 maçında bir puanı zor alıyorsa, Teknik direktörünü gönderiyorsa ve puan cetvelinde düşüşe geçmişse orada çöküntü ve gerileme vardır. Murat Başkan derhal takımın başına usta bir hoca getirip, yaklaşan ara transfer döneminde aksayan noktalara transfer gerçekleştirmezse, ivme düşüşü devam eder. Çanlar bizim için çalıyor, önlem şart…
Bir zamanlar iyilermiş…
Galatasaray karşısında forvetimiz Yusuf Sarı- Niang- Nani ve arkalarında Belhanda olarak dizildi. Yusuf Sarı ilk yarı kayıpları oynadı. Tabii bunda Okan hocanın, en az kendisi kadar hızlı Barış Alper Yılmaz’ı karşısına koymasının, Kerem’i kademesine yaklaştırmasının rolü vardı. Yusuf Sarı ikinci yarı istediği dripling ve şut atma fırsatını yakaladı ama iş işten geçmişti…
Gelelim Nani- Niang- Belhanda üçlüsüne…Hepsi ‘’bir zamanlar iyilermiş’’, şöhretlermiş, kariyerlerine baktığınızda iyi takımlarda oynamışlar…Bana ne? Bana şimdi iyi olmaları lazım…
Nani 38 yaşın verdiği refleks azalımı ve fiziki düşüşe karşın, Galatasaray karşısında hala sahalarda. Futbol onu bırakmış ama Murat Başkan bırakmamış. Takımımızı bir kişi eksik oynattı, Serkan hoca ancak 45 dakika dayanabildi…
İkinci yarı oyuna dahil olan Akıntola’nın nerelerde olduğunu bilene aşk olsun. Bunca yokluktan sonra zorlu maçta yeterli fizik gücüne sahip olmadığı gibi, şaşkınları oynadı adeta futbolu unutmuş gibiydi…
Niang, takımımızın aradığı santrfor değil. Biz bu oyuncuyu sadece penaltı atsın, diye mi aldık? Uzun boyuna rağmen, stoperler karşı hava üstünlüğü sağlayamıyor. Gol noktaların da eksik. Topla buluşmada güçlük çekiyor. Niang geldi diye gönderdiğimiz Cherif Ndiaye’yi arar, olduk. Murat Başkan’ın ara transferde önceliği, golcü santrfor olmalı…
Belhanda mı? Daha önce ki kariyeri beni ilgilendirmiyor. Beni takımımızın en yüksek maaşlı oyuncu olması ve takımımıza katkısızlığı, beceriksizliği, top ezmesi, gol vuruşu eksikliği ilgilendiriyor. Geldiğinden bu yana yaklaşık 100 maç oynamışsa, 90 maç için aynı cümleleri kurabilirim. İyi oynadığı 10 maçın hayaliyle mi yaşayacağım veya ‘’ne zaman iyi oynayacak’’ diye mi bekleyeceğim? Takım savunmasına katılmaz, forvet arkası oynar gol vuruşu yok. Olmaz olsun…Çanlar camiamız için çalıyor…
Orta alanımız kolay geçildi…
Badou Ndiaye- Emre Akbaba- Younes Belhanda’dan kurulu orta üçlümüz, rakibin orta alanı rahat geçmesine izin verdi…
Birinci sebep, yukarıda sıraladığım nedenlerle Belhanda’nın takım savunmasına katılmamasıydı...
İkinci sebep, Badou Ndiaye’nin geçen sezon ki formunun yerinde yeller esmesiydi. Oyunun her iki yönünü de oynayabilen oyuncu, bırakın hücuma kalkmayı, savunma görevini bile aksattı…
Diğer sebep, Emre Akbaba’nın çok çalışkan olmasına karşın, savunmada rakibe temas edememesi, hücum da üretememesiydi. Milli takım seviyesine yükselmiş oyuncudan, daha fazlasını beklerim…
Stambouli oyuna ikinci yarı dahil olduktan sonra, geçiş oyununda faydalı oldu ancak bir an önce geçen sezon ki formuna ve fizik gücüne ulaşmalı…
Genç ve kiralık Michut henüz bu tempoları kaldıracak fizik gücüne ve mental yapıya sahip değil. İleride iyi olabilir ama Galatasaray karşısında hücumda iken kaptırdığı top pahalıya mal olabilirdi…
Ara transferde orta alana takviye yapılmazsa, çanlar bizim için çalmaya devam edecek…
Kluivert hocanın kulakları çınlasın…
Kluivert hoca sezon başından bu yana defansın göbeğinde Semih- Gravillon ikilisinden yararlanmaya çalıştı, yararlandı da… Ancak eksikliklerinde, kulübede kariyeri yüksek Pape Cisse olmasına karşın yararlanmayı düşünmedi. Orijini orta alan olan Stambouli’yi orada kullandı, genç Abdülsamet’i tercih etti. Meraktaydım, Serkan hoca Galatasaray karşısında Cisse’ye şans verdi o da verilen şansı bana göre iyi kullandı en azından yüksek toplarda başarılıydı, kritik müdahaleleri vardı. Kluivert hocanın kulakları çınlasın…
Semih her zaman olduğu gibi soğukkanlı ve başarılı idi. Kazandığı topları uzun kullanarak takımımızı atağa kaldırdı…
Svensson başarılı bir oyun çıkardı, oyunun her iki yönünde de vardı…
Yusuf Erdoğan savunmanın solunda başarılı işler yaptı, akınlara katıldı…
Dorukhan Toköz’den umudumu kestim. Forma gireceği, eski günlerine döneceği yok…
Azeri kalecimizden önemli kurtarışlar…
Ertaç’ın yokluğunda kalemizi devralan Magomedaliyev Galatasaray’dan 3 gol yemesine karşın, önemli kurtarışlara imza attı. Sert şutları sektirmediği gibi, oyunu hızlı ve doğru başlatma arzusu dikkatimi çekti. Azerbaycan milli takım kalesini de koruyan kalecimiz, formunu yükseltirse Ertaç’ın kazağı kapması zorlaşır…
Hoca seçimine dikkat…
Yukarıda pek çok oyuncumuzun geçen sezon ki formundan uzak olduğuna değindim. Geçen sezonun tılsımı Montella hocaydı. Başarılıydı, aşı tutmuştu, ne pahasına olursa olsun gitmemesi gerekirdi. Onun yerine kim gelirse gelsin, işi zordu çünkü başarılı hocayla kıyaslanacaktı. Nitekim Kluivert hoca geldi ve Montella hocanın gölgesinde kalarak gitti. Yeni gelecek hocanın, ezberlediğimiz mevcut oyun şablonumuzu iyi kullanması ve üzerine katması gerekmektedir. Yani alışılagelen kanat ataklarımız kitlendiğinde, B ve C planlarına geçebilmemiz gerekir. İtalyan ekolü bize iyi geldi, İtalyan hoca gelsin cümlesine katılmıyorum. Ülkesi ne olursa olsun, bizim başarılı olduğumuz formatı iyi kullanabilecek hocaya ihtiyacımız var…
Taraftarımız destek verdi…
Ali Sami Yen kompleksinin misafir tribününü dolduran taraftarlarımız, maç boyunca takımımızı desteklediler ve taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazandılar…
Özetle…
Ligin ilk yarısın bitmesine kaldı 4 maç…İstanbulspor, Gaziantep, Antalya ve Başakşehir maçlarından en az kayıpla, ara transfere ‘’merhaba’’ dememiz gerek. İlk hedefimiz hoca sonrasında verimli olmayanlarla vedalaşmak, aksayan noktalara yeni transferler. İyi transfer iyi bütçe gerektirir, mevcut ödemelerin geciktiği söylentilerinin konuşulduğu ortamda, yeni oyuncular nasıl alınır, bekleyip göreceğiz. Mevcut kadroyla hedefimizi yakalamamız zor. Düşen ivmemize ‘’dur’’ demezsek, Çanlar bizim için çalmaya devam edecek. Murat Başkanı zor günler bekliyor…
