Ne yazık ki, siyasal partilerimiz çekişmeci bir yapıya sahip. Ciddi bir kültürel dayanağı da olmayan bu çekişmeci yapı, devamlılığını sağlayabilmek için gerçeklikten de uzaklaşmaya neden oluyor. Kavgadan ve gerilimden beslenen siyasetçi, çoğu zaman abartılı ve yalana dayalı bir söylem geliştiriyor. Bu da toplumu hem gerçeklerden uzaklaştırıyor hem de insanımızın enerjisi bu yolda harcanıyor.
İki rakip partinin yetkilileri, erdem yarışında dahi bir araya gelmiyor, gelemiyor. Örneğin deprem yardımı gibi gerçekten çok gerekli ve çok erdemli bir davranışta, etiket yarışına girilerek diğeri dışlanmak isteniyor. Böyle bir ortamda rakip partinin yetkililerinin ortak iyi için bir araya gelmelerinin ne kadar değerli olduğu unutuluyor. İşte bu duygular içinde okuduğum bir haber bana bu satırları yazdırdı.
22 Şubat 2023 günkü medya haberlerinde, deprem nedeniyle Hatay’a giden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kocaeli’nin AKP’li Belediye Başkanı ile el sıkıştığını, deprem konusunda görüştüklerini okuduk.
Kılıçdaroğlu, Başkana teşekkür ederek "Çok güzel bir görev üstlenmiş durumdasınız. Acı hepimizin ortak acısı. Yaraları el birliğiyle hep birlikte saracağız inşallah. Hiçbir ayrım yapmadan bütün belediye başkanı arkadaşlara yürekten teşekkür ederiz. Siz Kocaeli Belediye Başkanı olarak elinizden gelen çabayı gösteriyorsunuz. Ben herkesin huzurunda size ve ekip arkadaşlarınıza yürekten teşekkür ederim" demiş.
Toplum olarak bu tür davranışlara özlem duymaya başladık. Bu haber bana yakın tarihimizle ilgili okuduğum bazı yakınlaşmaları hatırlattı.
1946’da çok partili hayata geçme konusunda önemli bir adım atan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü o dönemdeki yurt gezilerinde rakip partinin il başkanını da ziyaret etmeyi ihmal etmemiş. Örneğin 12 Eylül 1947’de eşi Mevhibe Hanım’la doğu illerine iki haftalık bir geziye çıktı. Yanına DP’den de bir milletvekili (Nuri Özsan) aldı. Gittiği illerde DP İl başkanlığını da ziyaret etti. Erzurum’da DP il ziyaret defterine “Partilerin emniyet içinde çalışmaları ve birbirine saygı göstermeleri benim için çok kıymetli, çok ehemmiyetlidir” diye yazdı. (Taha Akyol, Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca, sh. 120, 121)
Aynı gezide İnönü’nün kızı Özden (Toker) de vardı. Özden Toker’in yeni yayınlanan anılarında da aynı konuya değinilmekte ve Paşa’nın gittiği illerde DP’lileri de ziyaret ettiği, dertlerini dinlediği belirtiliyor. (Özden Toker-Mehmet Ö. Alkan, İsmet İnönü’nün Kızı Anlatıyor, YKY, 2023, sh. 144-147)
Ne yazık ki bu yakınlaşma devam ettirilemedi. Devam eden süreçte CHP ve DP arasındaki oldukça sert ve yıpratıcı bir kavga yaşandı. Bugün ise bu sert kavga siyasi odaklar arasında halen devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasaya göre tarafsızlık yemini de etmiş olmasına karşın, millet ittifakına dahil partiler için ağır ifadeler kullanmaktadır. Devlet nerde diyen yurttaşlara dahi ağır bir dille cevaplar verilmektedir. Bu kavgacı dilin bırakılması halinde ilişkilerin yumuşayacağı ve topluma da yayılacağını söyleyebiliriz. Toplum olarak buna ihtiyacımız var. Seçim sürecinde adayların söyleminin sevgi, barış ve kardeşlik üzerine odaklanmasını diliyoruz ve bu söylemin kazanmasını istiyoruz.
