Görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklu bulunduğu, "yolsuzluk" soruşturması tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, iddianamenin 15.00'te mahkemeye sunulacağını kaydetti.
Gürlek yaptığı açıklamada, "Suç örgütünün yapılanmasını iddianamede ayrıntılı olarak anlattık. Örgüt şeması önemli. 6 adet örgüt yöneticisi var. Ekrem İmamoğlu örgüt lideri. Mahkememizin seri yargılama yapması lazım. Bir an önce neticeye kavuşması lazım" ifadelerini kullandı.

İDDİANAME TAM 3 BİN 900 SAYFA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması tamamlandı. 3 bin 900 sayfalık iddianame mahkemeye sunuldu. İddianamede 402 kişi şüpheli sıfatıyla yer aldı.
İMAMOĞLU ÖRGÜTÜN LİDERİ
Hakkında kamu davası açılan şüphelilerden 99'u örgüt mensubu 1'i örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu, 6'sı örgüt yöneticileri şüpheliler Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimoğlu, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün, geri kalanı örgüt mensubu olmamakla birlikte bağlantılı kişiler olarak iddianamede yer aldı.

İddianamede "10 yıllık süreçte kamu zararı 160 milyar lira" denildi.
İMAMOĞLU İÇİN İSTENEN CEZA
Ekrem İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2.352 yıla kadar hapis cezası istendi. İmamoğlu hakkındaki iddianamede yer alan tüm suçlamalar:
Doğrudan suçlamalar:
Dolaylı suçlamalar:
İddianamede Hüseyin Gün örgüt yöneticisi olarak yer aldı. Gün, aynı zamanda casusluktan da ayrı bir soruşturması var.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının açıklaması şöyle:
Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında; Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında bugün itibarıyla iddianamemizle (105)'i tutuklu, (170)'i adli kontrollü, (7)'si yakalama emriyle aranan (402) şüpheli ve (1)'i adli kontrollü (5) müşteki şüpheli hakkında toplam (143) farklı eylemle ilgili olarak "Suç örgütü kurma ve yönetme, suç örgütüne üye olma, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme, rüşvet alma, rüşvet verme, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık, vergi usul kanununa muhalefet, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri ele geçirme ve yayma, çevrenin kasten kirletilmesi, orman kanununa muhalefet, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, kamu malına zarar verme, maden kanununa muhalefet ve orman kanununa muhalefet" suçlarından İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır.
Hakkında kamu davası açılan şüphelilerden (99)'u örgüt mensubu (1'i örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu, 6'sı örgüt yöneticileri şüpheliler Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimoğlu, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün, 92'si örgüt üyesi olmak üzere), geri kalanı örgüt mensubu olmamakla birlikte bağlantılı suçlar işleyen konumundadır.
İddianamede örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında; Doğrudan işlediği suçlar olan suç işlemek amacıyla örgüt kurma, rüşvet (12 kez), suç gelirlerinin aklanması (7 kez), kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (7 kez) suçlarından,
Suç örgütünün kurucusu ve lideri olması dolayısıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220/5'inci maddesi uyarınca örgütün faaliyeti çerçevesinde örgüt mensupları tarafından işlenen kişisel verilerin kaydedilmesi (2 kez), kişisel verileri ele geçirme ve yayma (2 kez), suç delillerini gizleme (4 kez), haberleşmenin engellenmesi, kamu malına zarar verme, rüşvet alma (47 kez), halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, irtikap (9 kez), kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (39 kez), suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama (4 kez), ihaleye fesat karıştırma (70 kez), çevrenin kasten kirletilmesi, vergi usul kanununa muhalefet, orman kanununa muhalefet, maden kanununa muhalefet suçlarından olmak üzere toplamda iddianameye konu (142) eylemle ilgili olarak cezalandırma talep edilmiştir. Hakkında işlem yapılan bir kısım şüpheliler yönünden soruşturma devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur.
CHP İÇİN KAPATMA DAVASI TALEP EDİLDİ
Öte yandan Savcılık, ayrıca hazırlanan iddianame kapsamında Yargıtay'a Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) Anayasa'nın 69. maddesi kapsamında kapatma davası açılması yönünde bildirimde bulundu. Savcılık, ilgili bildirim yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Anayasa'nın 69. maddesi, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtmiş; suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene bağdaşmayacağını vurgulamıştır. Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.

Yukarıda açıklanan tespit ve deliller uyarınca;
Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisinin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirimde bulunulmuştur."
