11468,07%1,54
41,38% 0,03
48,83% 0,00
4983,14% 0,00
8115,23% 0,00
32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, muhteşem bir programla açıldı. Adanalıların, sinema sanatçılarının ve emekçilerinin yoğun ilgi gösterdiği açılış töreni, Silivri’de tutuklu bulunan Başkan Zeydan Karalar’ın sesli mesajıyla başladı. Törene Zeydan Karalar’ın eşi Nuray Karalar da katıldı.
BÜTÜN KALBİM VE RUHUMLA YANINIZDAYIM
Başkan Zeydan Karalar mesajında şunları söyledi:
“Sevgili Adanalılar ülkemiz ne yazık ki arzu etmediğimiz zorlu süreçlerden geçiyor. Uzun zamandır ekonomik yaşam koşulları giderek ağırlaşıyordu. Bugün ise düşünsel yaşamın da zorlandığı bir dönemdeyiz. Oysa bizler bir filozofun ‘düşünüyorum öyleyse varım’ sözüyle büyüdük. Düşünmek, düşündüğünü ifade edebilmek, eleştiri yapabilmek, insan olmanın en temel haklarından biridir. Üzülerek söylemeliyim ki günümüzde bu haklar adeta suç gibi görülmeye başlandı. İnsanlar artık en masum eleştirilerini bile dile getirirken defalarca düşünmek zorunda kalıyor. Bu durum sanatı ve sanatçıyı da özgürlüğünden alıkoyuyor. Oysa sanatçının özgür hissetmediği bir ortamda üretimden söz edilemez. Sanatçı üretirken, kendini ifade ederken özgür olmalı ki yaratıcılığına gölge düşmesin. Bugün sanat yapmak, sinema üretmek, eser ortaya koymak hiç olmadığı kadar zor. Buna rağmen, tüm güçlüklere rağmen mesleklerini onurla sürdüren sanatçılarımızı yürekten kutluyorum. Tam da bu nedenle Türk Sineması’na ve sanatçılarımıza destek olmak için her yıl artan bir heyecanla Altın Koza Film Festivali’ni düzenliyoruz. Türkiye’nin bir markası haline gelen bu festivali her yıl daha ileriye taşıyoruz. Bu yıl aranızda fiziken bulunamasam da biliniz ki kalbim ve ruhumla yanınızdayım. Festivale değer katan, katkılarıyla onu büyüten tüm sanatçılarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Adana; yetiştirdiği büyük sanatçılarla gurur duyduğumuz bir kent. Bu nedenle söz verdiğimiz gibi Yılmaz Güney Müzesi’ni yapmaya başladık. Biraz gecikmiş olsak da bu sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Burada özellikle Sayın Fatoş Güney’e teşekkür etmek istiyorum. Bu sürecin her aşamasında bizlere destek oldu. Amacımız Yılmaz Güney Müzesi’ni Altın Koza Film Festivali’ne yetiştirmekti. Ancak özenle çalıştığımız için süreç biraz daha uzadı. Çalışmaları gelip görebilirsiniz. Sanatın ve sanatçının özgür olduğu, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği ortamlarda yeniden buluşmak dileğiyle hepinize sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.” Daha sonra konuklara ve Adanalılara hitap eden Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Güngör Geçer, konuşmasına onur ödülü alan sanatçılar Biket İlhan, Mahmut Cevher ve Yaşar Seriner’i kutlayarak başladı.
FESTİVALİMİZİ BARIŞ, ÖZGÜRLÜK VE UMUT TEMALARIYLA DÜZENLEDİK
Güngör Geçer şöyle devam etti: “Ne yazık ki bu yıl ülkemiz sinemasının büyük değerlerini yitirdik: Filiz Akın, Ali Özgentürk, Şerif Gören, Prof. Dr. Sami Şekeroğlu, Ferdi Tayfur, Sırrı Süreyya Önder, Osman Sınav, Selim İleri, Bedia Ener ve Şinasi Yurtsever… Hepsini saygı, minnet ve özlemle anıyoruz. Kentimiz, ülkemiz hatta bölgemiz siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan zor süreçler yaşıyor. Böyle zamanlarda sanatın iyileştirici, birleştirici ve umut verici gücüne her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bugün burada olamayan, Silivri Cezaevi’nde tutsak bulunan Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeydan Karalar, yıllardır Altın Koza’ya büyük emek vermiş, bu festivalin her koşulda sürmesini sağlamıştır. Onun kararlılığı sayesinde Altın Koza, Adana’nın kültür belleğinde sarsılmaz bir yer edinmiştir. Bizler de aynı iradeyle, bu çabayı kararlılıkla başarıya ulaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sinema ve sanat insanları ortak duygularda buluşturan en güçlü anlatım biçimidir. Sinema bir milletin kültürel mirasını, milli hafızasını oluştururken aynı zamanda bizleri hem bireysel hem de kolektif düzeyde dönüştürebilir; görünenin ardındaki görünmeyeni, sesin ardındaki sessizliği duyurabilir. İşte tam bu anlayıştan hareketle; bu yıl festivalimizi ‘Barış, Özgürlük ve Umut’ temalarıyla düzenledik. Çünkü sinema, savaşların, adaletsizliklerin, yasakların karşısında; barışın, özgürlüğün ve umudun sesidir. Gazze’de yaşanan insanlık dramı, ülkemizdeki orman yangınları ve doğamıza kasteden zeytinlik kıyımları, bizlere bir kez daha "yaşamı" savunmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor. Sinema, bu gerçekleri görünür kılarak insanlık vicdanının dili oluyor.”
ADANA KÜLTÜR KENTİ HALİNE GELDİ
Adana’nın sanatsal yönünün önemine değinen Güngör Geçer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kentim adına onurluyum; Adana artık sadece bereketli toprakları, sanayisi ve tarımıyla değil; sanatsal yönüyle, festivalleriyle, fuarları ve gastronomisiyle de anılan bir kültür kenti haline geldi. Geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük doğal taş ve tespih fuarına ev sahipliği yaptık. Bu hafta Altın Koza Film Festivalimizde buluşuyoruz; hemen ardından Lezzet Festivalimizi, daha sonra da Tiyatro Festivalimizi başlatıyoruz. Tüm bu çaba ve çalışmalar, Adana halkını kuşattı, adeta Adanalıyı ‘kültürünün asli bir parçası’ haline getirdi.
Altın Koza Film Festivalimizin, yalnızca filmlerden ibaret olmadığını da belirtmek istiyoruz. Festival kapsamında çocuklarımız için dikilen fidanlarla geleceğe nefes, akademi programlarıyla gençlere umut taşıyoruz. Festival boyunca 190 film, 400 gösterimle seyircilerimizle buluşacak. Deprem bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz açık hava gösterimlerinde on binlerce yurttaşımızla sinemanın büyüsünü paylaştık. Bu yıl 40 bin izleyiciye ulaşmayı hedefliyoruz.
Ayrıca 4 yıldır sürdürdüğümüz Çukurova Altın Koza Film Akademisi ile bu yıl 20 üniversiteden 200 akademisyen ve öğrenciyi festivalimizde ağırlıyoruz. Çocuk filmlerini izlemeye gelen yavrularımız için ise Altın Koza Hatıra Ormanı’na fidanlar dikiyoruz. Bu büyük organizasyona emek veren herkese teşekkür ediyor, Türk Sineması’na katkı sunan tüm sanatçılarımızı sevgi, saygı ve minnetle selamlıyorum. Yaşasın barış, yaşasın özgürlük, yaşasın sinema, yaşasın umut.” Jülide Ateş’in festival içeriğine dair bilgi vermesinin ardından finalist filmlerin jenerik gösterimleri yapıldı.
ZEYTİNLER, FİLİSTİN HALKI VE ZEYDAN KARALAR ÖZGÜR OLSUN
Festivale destek veren kurum ve kuruluşlara plaket verilmesi sırasında söz alan Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar; “Bir eksiğimiz var, Karayağızımız (Zeydan Karalar) yakında aramızda olacak inşallah, bekliyoruz” dedi.
Menderes Samancılar; “Festivalimizin şiarı her zamanki gibi barış, özgürlük, demokrasi ve köklerinden sökülen zeytin ağaçları ile Filistin Halkı… Ezilenlerin yanındayız, topraktan sökülenlerin yanındayız, onları köklerinden sökenlerin karşısındayız. Biz zeytinler de Filistin halkı da özgür olsun istiyoruz” diye konuştu.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ile ANKA Haber Ajansı adına Hilal Solmaz’a plaket verildi. Esendemir ve Solmaz’a plaketlerini, Festival Yürütme Kurulu Üyesi Nebil Özgentürk verdi.
ZEYDAN KARALAR’IN YILMAZ GÜNEY MÜZESİ AÇILIŞINDA ARAMIZDA OLACAĞINA İNANIYORUM
“Adana gibi Başkan’ın festivali de Adana gibi oluyor gerçekten” diyen Nebil Özgentürk şunları söyledi: “Benim çocukluğumda damlarda güvercin besleyen, tutkuyla besleyen insanlar vardı. Hala da var… Adana gibi Başkan’ın bulunduğu Silivri’ye Adana’dan binlerce güvercin gitse, adına da özgürlük güvercinleri desek. Zeydan Ağabey en kısa sürede gelecek ve Yılmaz Güney Müzesi’nin açılışında aramızda olacak. Bir de biz burada gülümserken ya da telaşla çalışırken Filistin’de bir çocuk daha katlediliyor, Ege’de bir zeytin ağacı daha kökünden sökülüyor. Zalim İsrail’i lanetliyoruz, zeytinlerimizi sökenlere de sevgisizliğimizi gönderiyoruz. Ardından Orhan Kemal Emek Ödülleri sahiplerine teslim edildi. Yapımcı Yönetmen Biket İlhan’a Orhan Kemal Emek Ödülü’nü Güngör Geçer verdi.
ZEYDAN KARALAR VE FESTİVAL YÖNETİCİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Duygularını katılımcılarla paylaşan Biket İlhan şöyle konuştu: “Emek çok değerli bir kelime zaten. 45 yıllık emeğimi fark ettikleri ve beni bu ödüle layık gördükleri için festival yöneticilerine, Zeydan Bey’e çok teşekkür ediyorum. Bir an önce aramızda olmasını diliyorum. Ben bu ödülü bütün sinema emekçileri adına almak istiyorum. Birçoğunu yitirdiğimiz, bin bir zorlukla, dayanışmayla yaptıkları filmler için, Yeşilçam emekçileri adına da almak istiyorum. Onlara bir selam göndermek istiyorum. Bu ödülün bir diğer önemli yanı da Orhan Kemal gibi bir edebiyatçının adına veriliyor olması.
ADANA’NIN GURURU ZEYDAN KARALAR SLOGANLARI
Aktör Mahmut Cevher’e, Orhan Kemal Emek Ödülü’nü Nuray Karalar takdim etti. Nuray Karalar sahneye çıktığında amfi tiyatroyu dolduran Adanalılar; “ ‘Adana’nın gururu Zeydan Karalar’ sloganları atarak, desteklerini ilettiler.
ADANA ONUN ARKASINDA
Süreçle ilgili duygularını paylaşan Nuray Karalar; “Bizim için zaman çok zor geçiyor. Onu ziyaret ediyoruz, görüyoruz. Onu sarılmak, onu koklamak bize iyi geliyor. Gördüğünüz gibi Adana onun arkasında. İyi ki varsınız hepiniz, çok sağ olun. Umarım en kısa zamanda adalet yerini bulur ve Zeydan Başkan aramıza döner. Buradan ona sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum. Zeydan Başkan seni çok seviyorum ve çok öpüyorum.”
Mahmut Cevher de ödülü Zeydan Karalar Başkan’ın eşinden almanın kendisini çok daha mutlu ettiğini belirterek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Sanki yanımda Zeydan Başkan duruyor gibi. Onu da hissediyorum. Bu ödülü bana layık görenlere çok teşekkür ediyorum. Bu festivalde emeği olan herkese saygılarımı sunuyorum.”
Orhan Kemal Emek Ödülü alan bir diğer sinemacı ise Yönetmen Seriner oldu. Rahatsızlığı nedeniyle ödülünü almaya gelemeyen Yaşar Seriner adına ödülü Menderes Samancılar, Orhan Kemal’in Oğlu Işık Öğütçü’den aldı. Samancılar, dileğinin; Adanalı Yaşar Seriner’in bir an önce sağlığına kavuşmasını ve işinin başına geçmesi olduğunu söyledi.
Işık Öğütçü de bu yıl aralarında Zeydan Karalar’ın bulunmadığını ama amfideki binlerce Adanalıyı Zeydan Karalar olarak gördüğünü söyledi. Ögütçü, Nazım Hikmet’in, Orhan Kemal ile diyaloğundan esinlenerek ve bir şiirinden alıntı yaparak, umutsuzluğa yer olmadığını kaydetti. Ödül töreninin ardından sanatçı Ceylan Ertem muhteşem bir konser verdi.