Çukurova Üniversitesi, Eupeace Bahar Toplantılarına Ev Sahipliği Yaptı

Formda, Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreter Yardımcısı Hans-Christof von Sponeck de “Birleşmiş Milletler: Umutla Vizyon mu, Umutsuzlukla Bölünme mi?” başlıklı bir konuşma yaptı. Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde gerçekleştirilen foruma yedi farklı ülkeden dokuz üniversitenin akademisyen ve yöneticileri katıldı. Forumda, EUPeace ittifakının vizyonunu ve temel önceliklerini şekillendirme hedefiyle, kurumsal rollerin ve iletişim stratejilerinin ele alındığı diyalog ortamı oluşturuldu. Dijital kampüs, ortak derece programları ve araştırma iş birlikleri gibi konularda her bir EUPeace kurulu kendi özel oturumlarını gerçekleştirerek küresel sorunları tartıştı.

Rektör Prof. Dr. Beriş; “Adana Bir Kültür ve Bilgi Şehri”

Avrupa’da ve küresel düzeyde barış, adalet ve kapsayıcı toplumlar oluşturmayı hedefleyen EUPeace Üniversiteler Birliği Strateji Forumu’nun açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, bu toplantıların EUPeace ittifakını güçlendirmek ve akademik iş birliklerini artırmak amacıyla önemli bir fırsat sunduğunu söyledi. Prof. Dr. Beriş, “Bir kültür ve bilgi şehri olan Adana’da, Avrupa Üniversitesi ittifakımızı güçlendirmek ve barışı, adaleti ve kapsayıcılığı desteklemek için önemli bir yolculuğa adım attık. EUPeace yapısı içindeki akademik işbirliği çerçevesinde yenilikçi öğretme ve öğrenme deneyimleri üretebileceğimize inanıyorum. EUPeace’in uzun vadeli stratejisini tartışacak, fikirlerimizi paylaşacak ve gerçek bir etki meydana getimek için stratejiler geliştireceğiz” dedi.

“Çukurova Üniversitesi Önde Gelen Bir Araştırma ve Eğitim Merkezi.”

Çukurova Üniversitesi’nin, önde gelen bir araştırma ve eğitim merkezi haline geldiğini, dünyanın dört bir yanından öğrenci çektiğini vurgulayan Prof. Dr. Beriş tarım, mühendislik, sağlık bilimleri, beşeri bilimler, hukuk, doğa bilimleri, sosyal bilimler ve veterinerlik olmak üzere çok çeşitli akademik programlar sunan Çukurova Üniversitesi’nin ayrıca; biyoteknoloji, enerji, çevre, gıda ve tarım, sağlık ve sosyal bilimler gibi alanlara odaklanan çeşitli araştırma merkezleri ve enstitüleri ile araştırma ve yeniliğe güçlü bir bağlılık duyduğunu vurguladı.

“BM: Umutla Vizyon mu, Umutsuzlukla Bölünme mi?”

Açılış konuşmaları ve Strateji Forumu oturumların ardından, Alman diplomat ve Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreter Yardımcısı Hans-Christof von Sponeck “BM - Umutla Vizyon mu, Umutsuzlukla Bölünme mi?” başlıklı konferansta, küresel düzenin durumu ve Birleşmiş Milletler’in karşı karşıya olduğu yapısal sorunları anlattı.

“BM Demokratikleştirilmeli ve Sivil Toplum Reform Süreçlerinde Etkin Rol Almalı.”

Eylül 2024’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ”Gelecek için Pakt”ın dönüştürücü potansiyelini vurgulayan von Sponeck, ayrıca BM’nin yapısında ciddi bir reform yapılmasının ve Güvenlik Konseyi başta olmak üzere Teşkilatın işleyiş mekanizmalarının demokratikleştirilmesi gerekliğine dikkat çekti. Hans-Christof von Sponeck yaptığı konuşmada, Soğuk Savaş’ın Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan kısa bir süre sonra başlamasının, örgütün yapısını derinden etkilediğini söyledi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD ve İngiltere’nin Birleşmiş Milletler’i kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabalarına işaret eden von Sponeck, “Bu iki Batılı güç, ABD ve İngiltere, stratejik, askeri ve finansal açıdan SSCB’ye kıyasla Kore Savaşı gibi ortaya çıkan krizlere yanıt vermekte, jeopolitik liderliği ele geçirmekte ve BM yönetim sistemini Batılılaştırmada çok daha hazırlıklıydı” diye konuştu.

“Saldırgan Jeopolitik Rekabetin Yerini Barışçıl Küresel İş Birliğine Bırakması Gerekiyor.”

Küresel düzensizliğe özellikle dikkat çeken von Sponeck, saldırgan jeopolitik rekabetin yerini barışçıl bir küresel işbirliğine bırakması gerektiğini kaydetti. “Birlik ve çeşitliliğin kabulü son derece önemlidir” diyen von Sponeck, BM Genel Kurulu’nun bu iş birliği için en uygun platform olduğunu, reform süreçlerinin zorlu olacağını ancak vatandaşların ve liderlerin pes etmemesi gerektiğini ifade etti. Bu kapsamda, Nobel Edebiyat Ödüllü İrlandalı yazar Samuel Beckett’in “Hep denedin, hep yenildin. Tekrar dene, tekrar yenil. Daha iyi yenil” sözünün değerli bir tavsiye niteliğinde olduğunu hatırlatan von Sponeck, bununla birlikte günümüz dünyasında “daha iyi yenilginin” artık yeterli olmadığını ve bir kazanan olması gerektiğini, bu kazananın da “Umutla birlikte gerçekçilik” olması gerektiğini sözlerine ekledi.