DSÖ'den yapılan açıklamada, Bavarian Nordic tarafından üretilen "MVA-BN" aşısının, Maymun Çiçeği virüsüne karşı ön yeterlilik onayı aldığı bildirildi. Açıklamada, bu onayın, acil ihtiyaç duyan topluluklara bu hayati ürünün zamanında ulaşımını kolaylaştırması, bulaşmayı azaltması ve salgının kontrol altına alınmasına yardımcı olması bekleniyor.
DSÖ'nün Bağışıklık için Uzmanlar Danışma Grubu (SAGE), mevcut tüm kanıtları değerlendirerek MVA-BN aşısının yüksek risk altındaki bireyler için kullanımını önerdi. Aşının 18 yaş ve üzerindeki bireylerde 4 hafta arayla 2 doz olarak uygulanabileceği belirtildi. Ancak, MVA-BN aşısının şu anda 18 yaş altındaki bireyler için lisanslı olmadığı vurgulandı. Aşının bebeklerde, çocuklarda, ergenlerde, hamilelerde ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde "endikasyon dışı" olarak kullanılabileceği ifade edildi.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, bu onayın hem mevcut salgınlara hem de gelecekteki mücadelelere önemli bir katkı sağlayacağını belirtti. Ghebreyesus, "Aşılara en çok ihtiyaç duyulan yerlerde eşit erişim sağlamak için üretim, tedarik, bağış ve dağıtımda acil bir ölçek artırmaya ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
Maymun Çiçeği virüsü, enfekte olmuş bireylerden veya kemirgen hayvanlardan bulaşabiliyor. Virüs, vücutta döküntülere neden olabiliyor ve en önemli bulaşma yolları arasında bu döküntülere dokunmak, enfekte eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek yer alıyor. Virüsün belirtileri, enfeksiyondan sonra 5 ila 21 gün içinde ortaya çıkıyor ve yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk ve su çiçeğine benzer kabarcıklarla kendini gösteriyor.
Özel bir tedavi yöntemi olmayan Maymun Çiçeği hastalığının tedavisinde genellikle antiviral ilaçlar kullanılıyor. Hastaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde iyileşiyor.
DSÖ, Maymun Çiçeği hastalığının adını 2022 yılında ırkçılık ve ayrımcılık endişeleri nedeniyle "mpox" olarak değiştirmişti. Virüs, 14 Ağustos 2024'te DSÖ tarafından "uluslararası öneme sahip halk sağlığı acil durumu" olarak ilan edilmişti.