Ramazan Bayramı tatilinin bitmesine kısa bir süre kala birçok vatandaş, memleketlerinden ya da tatil yaptıkları yerlerden dönüşe geçmeye başladı. Özellikle uzun yola çıkacak sürücüler ve otobüs şoförleri, halk arasında ‘gözü açık şekilde uyumak’ olarak da bilinen ’yol hipnozu’ sebebiyle kazaya karışabiliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Psikiyatri Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Emre Cem Esen, yol hipnozunun; öğrenilen, kas alışkanlığı elde edilen, uzun, çok şeritli, virajı olmayan yollarda ortaya çıktığını ve sürücünün yolu ezberlemiş gibi çok fazla düşünmeden, trans halinde araç kullanması durumu olduğunu ifade etti.
"YETERİNCE DİNLENMEMEK, DİKKATSİZLİK RİSKİNİ ARTIRIYOR"
Yolda çok fazla şerit bulunmasının, az virajlı ve oldukça düz bir yol olmasının, fazla uyarıların yer almamasının ve dikkati çok fazla dağıtacak etmenlerin olmamasının yol hipnozuna sebep olabileceğini vurgulayan Dr. Esen, "Yol hipnozu, tek başına trafik kazalarını çok fazla arttıran bir etmen değil. Bir risk oluşturursa da çok büyük bir tehlike oluşturmuyor. Ancak yorgun araç kullanılması, yeterince dinlenilmemesi, dikkatsizlik riskini arttırabiliyor. 3-4 saat araç kullandıktan sonra aralar vermek ve sürücünün yanında konuşan birinin olması, yanındaki kişilerin uyumaması ya da tek başına yolculuk yapıyor olmaması da riskleri azaltıyor" diye konuştu.
"YOLLARDAKİ VİRAJLAR VE GÖBEKLER ÖZELLİKLE YAPILMIŞ"
Yollardaki virajların ve göbeklerin, yol hipnozunu önleyebilecek unsurlara dikkat edilerek özellikle yapıldığını söyleyen Dr. Emre Cem Esen, şunları kaydetti:
"Bu unsurlar dikkatimizi toparlıyor. Çok fazla düşünmeden, trans haline geçip araba kullanır hale gelebiliyoruz. Yola dikkat vermek, tek bir noktaya odaklanmadan bazen çeşitli noktaya odaklanıp farklı değişkenleri de görebilmek, biraz dikkati dağıtabilmek ve mutlaka dinlenmek, yola çıkmadan iyi bir uyku almak çok önemli."
