Ama bu sözlerin klasik olmaktan çıkarttı; edebiyat öğretmeni olan yeğenim kendi varlığında uygulamalı olarak göstererek;
Ebubekir Özsoy yeğenim 29 yıllık hayatıyla izleyenlere, unutamayacakları son dersini verdi;
Çok ama çok kısa süren rolünü onurla yaşayıp bitirdiğinde de bu sahneden indi uçup gitti;
Sayısız öğrencileri, meslektaşı olan öğretmenlerinin sevgi selinde, tanıyan tanımayan tüm çevresi ve sülalesine el sallayarak sonsuzluğa uçup gitti;
Arkasında asla unutulmayacak acılar, büyük hasret, parçalanmış yürekler, altın harflerle tarih ve zamanın altın sayfalarına yazılan altın anılar bıraktı…
…
Genç ve yakışıklı yeğenim 29 yıl önce annesi babası-tüm sülalemizin muhteşem umudu olarak bu gezegene ayak bastığında aile çevresini sevince boğmuştu…
İçinde bulunduğu toplumun modern hayatında oluşturduğu tüm testlerden, yüzler, belki binlerce sınavlarından başarıyla geçti…
…
Tam bir maraton koşucuydu; öyle ki, çağdaşı olan binler, belki de on binlercesini geride bırakıp yaptığı her türlü yarışı daima birincilikle kazandı…
Çocukluğunda hayalini kurup hedeflediği zirve olan Edebiyat Öğretmeni oldu; Yüreğir Şehit Abdullah Aydın Emer Anadolu Lisesinde iki yıl önce göreve başlamıştı…
Artık önünde mutluluklarla dolu, çevresine ışık verecek bilgilerle dolu olarak; tüm engelleri de aşarak, para kazanarak, bu muhteşem hayat yolunda hızlı biçimde sevinçle ve mutlu olarak ilerlemeye başlamıştı…
Evlilik hazırlıkları yapıyor, gelin adaylarıyla görüşüp, plan ve programlarını gerçekleştirmek için ailesinin de desteğiyle yarınlarını hazırlıyordu,
…
İki yıl gibi kısa sayılabilecek sürede yüzlerce öğrenciye ders verdi, o minik yüreklere bilimin ve bilginin ışığıyla dokundu,
Onlara sevgisini ve ışığını verdi, bilgisiyle onları yarının Türkiye’sinin büyükleri olacak şekilde özveriyle hazırladı,
O minik yüreklerin sınırsız hayranlığını ve sevgisini kazandı,
…
Bunun ötesinde çevresinde kendini sevgiyle, gıptayla, bazen de kıskanan gözlerle izleyen diğer insanlara örnek bir yaşamını sergilerken şöyle diyordu;
-Bakın tiyatro sahnesi olan hayatta en güzel rol böyle oynanır,
-Bu sahne ancak bu şekilde başarılı ve mutlu biçimde gerçekleşir,
-Dünyaya ve öğrencilere sevgi ve umut böyle yayılır,
-İnsanların yüreklerine erdemli davranışlarla böyle dokunulur,
-En güzel roller ancak bu şekilde oynanarak hayat sanata dönüştürülür,
-Ölümsüzlüğe giden, insanların zihinlerinde ancak böyle izler bırakılır,
-Hayat hikâyesi belki çok kısa olabilir ancak bu şekilde ölümsüz hale getirilir dedi…
…
Anne babasının inanılmaz sevgi seliyle diğer iki evlatları gibi sarıp sarmalayıp bu günlere kadar onurlu biçimde getirdiği Ebubekir yeğenimin hayatında hiçbir şeyi eksik etmedi…
29 yıllık bir süreçte zevkine göre yedi, içti, en güzel şekilde giyindi, arkadaşlarının büyük sevgi ve sayısını kazandı, aranan insan oldu; muhteşem toplantılar, sevgiye dayalı sohbetlerle hayat hikâyesinin her sahnesini kendini seven yüreklere altın harflerle, tarih ve zamanın altın sayfalarına kazıdı…
…
Bazen ailesinin yorulmaması için sevgiyle uyarmalarına karşı o en çok sevdiği, bazen de “TEK EĞLENCEM” diyerek oynadığı futbol oyunuyla bu sahnedeki son rolünü maalesef eğlenerek noktaladı,
Tüm evrene, dünyaya, insanlık ailesine gülümseyerek, el sallayarak, arkasında binlerce seven öğrencisi, öğretmen meslektaşlarını,
Tanıyan tanımayan, hayatına dokunduğu dokunmadığı binlerce insanın sevgi seli arasında; öz hayatıyla kendini bu sahnede izleyenlere,
Unutamayacakları bir hayat dersi vererek sonsuzluğa uçup gitti…
…
Edebiyat öğretmeni olan Ebubekir Yeğnimin 29 yıllık kısa ömründe, başarıyla oynadığı rolüyle dünya insanlık ailesine verdiği en önemli ders şuydu;
-Hayat başladığı gibi yüzde yüz bitecek, kendinizi sevin, ruhunuzla bedeninizi birbirine sevgili haline getirin, sevilin, sevindirin, mutlu olun, mutlu yaşayın, kimseleri kırmayın, kimseleri incitmeyin; çok çalışın, işinizi sıfır hata, yüzde yüz başarılı biçimde yapın… Her koşulda ve daima mert, dürüst, delikanlı olun, ülkenizi, devletinizi, çocukları, bilgiyi sevin…
Ne mutlu onun 29 yıllık hayatına dokunup, onu tanıyan, onun bu serüveninde ayak izleri bulunanlara… Ne mutlu onun edebiyat öğretmeni olarak kendi hayatıyla verdiği bu dersi alabilenlere…
Mekânın cennet olsun yeğenim, anne-baban tüm insanlar tüm ailen seni dünden daha çok seviyor; her zaman dualarımız seninle… Rahat uyu Ebubekir Özsoy yeğenim…