Abdulkadir KAÇAR

Tarih: 16.03.2025 09:01

Her İnsan Ölür…

Facebook Twitter Linked-in

Kimi tımarhanede, depremde, trafik kazasında, suda boğularak, top peşinde koşarken, bisiklet sürerken,

Kimi karşıdan karşıya geçerken, bazıları camide, ya da yatağında derin uykusundayken vs ölür,

Bu durumda hayret edilecek ya da şaşılacak hiçbir şey yok,

Akıllı bir filozof der ki ”NE ÖLÜMDEN KORK; NE DE ÖLÜMÜ İSTE”…

Kesin olan ve unutulmaması gereken kural şudur ki;

Hayat isimli sahneye çıkan her insan mutlaka ölür,

Her insan mutlaka yok olur, çünkü her insan doğum gibi ölmeye programlanmıştır…

Nereden bakılırsa bakılsın; hayat sahnesinden ayrılan insan yaşı, cinsi, içinde yaşadığı kültürü, sahip olduğu sosyal ve kültürel ekonomik ve siyasi ne olursa olsun;

Her acıdır, her ölüm erkendir, yeri doldurulamaz en büyük kayıptır, her ölüm ağır hüzündür…

İşin belki de tek iyi olan yanı şudur ki,

Ölen kişi öldüğünün asla bilmez, azma farkında olmaz,

O kişinin öldüğünü sadece geride kalanlar onunla birlikte yaşayanlar, hatta bir ömür birlikte olanlar bilir, 

Geride kalanlar o insan için çeşitli ve duygusal törenler yapar,

Yüzlerce insan ölene üzülür, gözyaşı döker, belki de günlerce hüngür-hüngür ağlar, günlerce yas tutar, 

Hayatlarındaki belki de en büyük acıyı yaşar, 

Oysa yapılan törenler sırasında en rahat, sakin, en huzurlu, kişi mezara götürülen ölen insandır;

O artık sonsuzluğun bir parçası olmuştur, belki de hayatı boyunca aradığı ama elde edemediği tanımlanamayacak şekilde her hücresiyle mutludur…

İşin başka bir yanı da şudur ki;

Hiçbir insan öldüğünün bilemez, çünkü artık altı duyu organı durmuştur, olup bitenlerin farkında değildir, 

Ne peşinden üzülenlerin, n ağlayanları bilincindedir, 

Ne gassal tarafından yıkandığının, 

Ne kefenlendiğinin, ne iki metre derinliğindeki mezara

Gömülüğünün farkında-bilincinde değildir olmaz olamaz…

Yine kabul edilmesi ve akılda tutulması gereken evrensel kural şudur ki;

Her insan bir elinde hayat, bir elinde ölümle farkında olmadan dünya sahnesine çıkmıştır, 

Her insan gibi hayat ona bedeli ölüm olarak sunulmuştur, 

Bu hayatın en büyük ve şaşmadan işleyen en güzel yasası herkesi eşleyen ölümdür, 

İşin başka iyi ve çekilebilir taraf şudur ki;

İnsan ne doğarken, ana rahminden çıkarken yaşadığı ölüm kalım sıkıntıların,

Ne de ölüm anında son nefesini verirken, çırpınırken sıkıntı ve acılarının bilincinde olmamıştır, olamaz, olmayacaktır, 

Sonuç olarak şaşmayan evrensel kural şudur ki;

Başlayan her şey biter; doğan her insan ve her canlı mutla ölür…

Olayın başka bir boyutuna gelince;

Bu gezegende 200 milyon tür olduğu kabul edilen canlılar arasında, öleceğinin bilinciyle yaşayan tek varlıktır insan;

Geride kalan insanlara düşen görev, hayatı sona eren insanın buluştuğu ölümü doğal kabul etmek, sabırlı davranmak, o kişiyi sevgi, saygıyla yolcu etmek, hele de yaşarken o insana sevgi ve saygıda kusur etmediyse; onu gülümseyerek, gönül rahatlığıyla vedalaşmak olmalı… Kendinin de bir süre sonra çıkacağı aynı yolculukta sevdiğiyle buluşabileceği umudunu canlı tutmaktır;

Hadisi şerifte şudur ki “İNSAN SEVDİKLERİYLE BİRLİKTE OLACAKTIR” şeklindedir…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —