Abbas Bilgili


Ruhunu Kaybeden Parti...

31 Mart yerel seçimleri sonucunda Ak Parti Genel Başkanı yaptığı açıklamada “Partinin sadece oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı da var” dedi. Bu cümledeki “ruh kaybı” ibaresinin altını çizmek istiyorum. Bu bana oldukça önemli ve anlamlı geliyor.


Ruh kaybı nasıl bir şeydir? Ruhunu kaybetmek ölmekle aynı anlama gelmiyor mu? Ölüm hadisesi, canın bedeni terk etmesi olarak tanımlanır, ancak ölümle birlikte ruh da uçup gider. Bedende kalmaz. Ruhun terk etmesiyle beden bir cansız yığın haline gelir. Ak Parti’nin ruhunu kaybetmesiyle cansız bir beden haline geldiği mi ifade edilmeye çalışılıyor? Durum öyle ise iş cenaze merasimine kalmış demektir.

İşin şakasını bir kenara bırakalım ve ruh kaybı üzerinde biraz daha duralım. Sanırım “ruh kaybı” ile partinin eski canlılığını, toplumdaki cazibesini, verdiği heyecanı,  geniş halk kitlelerinde karşılık bulan çekiciliğini kaybettiği ifade edilmeye çalışıyor. Peki bu nasıl oldu?

Ruhtan söz açılmışken, bir başka partinin de ruhunda değinmekte yarar var. Merkez sağın geçmişteki partisi Demokrat Parti’nin kuruluş yılına izafeten “46 ruhu” ibaresi kullanılır. Yıllardır tek parti otoritesi altında ezilenler için 46 ruhu bir yenilikti, bir özgürlük alanıydı, bir umuttu. Ama bu parti 1950’de iktidar olup, 1954 seçimlerini de ezici çoğunlukla kazanınca “güç zehirlenmesi” başladı ve ruhunu kaybetme sürecine girdi. 1954’te kendilerine oy veremeyen Kırşehir’i ilçe yaparak ruhunu kaybetmişti. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde “oy oksa hizmet de yok” anlamında sarf edilen sözlere ne kadar da benzemiyor mu? Demokrat Parti 1957 seçimlerinde iktidarda kalmayı sağlamış ama oy oranı olarak azınlığa düşmüştü. Hakkında yaygın bir yolsuzluk söylentisi vardı. Muhafakâr Felsefe Profesörü Teoman Duralı ile yapılmış bir söyleşiyi yeni okudum; diyor ki “Demokrat Parti’de hırsızlık yapmayan bir tek kişi vardı oda Adnan Menderes idi, belki Fatin Rüştü Zorlu da yapmamış olabilir.”  İşte DP de bugünkü AKP gibi 46 ruhunu böyle kaybetmişti.

Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Son günlerin güncel konusu Gazze konusundaki tutumları ruhun kaybedilişine çok uygun bir örnek. Meydanlarda Gazze kardeşliğinden bahsedip, İsrail’e Türk özel ve kamu sektörünün önemli ürünler satması tam bir ruh kaybıdır. Yanlış anlaşılmasın, ticarete karşı falan değilim. Bu konudaki iki yüzlülüğü vurgulamaya çalışıyorum. İsrail ile ticaret durdurulsun diyen insanların ters kelepçe ile gözaltına alınması da ruh kaybının göstergesi değil mi? 

Belki de kaybedilen ruh, fabrika ayarlarında mevcut idi. Ne vardı AK Parti’nin fabrika ayarlarında? 2002 yılını hatırlayın; bu parti Cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanacağını vadediyordu. YÖK’ün kaldırılacağını vadediyordu.  Bu vaadlerini yerine getirdi mi? Ya da tam tersini mi yaptı? O zamanlar 3Y ile mücadele edeceğiz demişlerdi. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Gelir dağılımının gittikçe bozulduğu ve gelirden zenginlerin daha fazla pay aldığını TÜİK istatistikleri bile doğruluyor. Ücretlilerin büyük kısmı asgari ücretli, Emeklilerin durumu ortada. Fiyatlara yetişemeyen geniş halk kitleleri… Sadece son 2 yıl içinde toplumun yüzde 90’ı fakirleşti.  Yolsuzluk endeksinde ne kadar geriye gittiğimize dair her yıl yayınlanan listeler önümüzde duruyor. Yasaklarla mücadele edeceğiz diyerek ülkeyi yasaklar diyarına getirmenin örneği verildi. Bunlar ruh kaybının göstergeleridir.

Ruh kaybının en önemli göstergelerinden biri, liyakatsizliği ödüllendiren torpil, mülakat işleridir. Sırf “bizden” diye yeteneksizleri makam koltuğuna oturtup, başarılı insanların önünü uyduruk mülakatlarla keserseniz ruh kaybı tabi ki olur.

Bence ruh kaybını manda yoğurdunda, ejder meyvesinde, binlerce dolarlık çantalarda, saray şatafatında da aramak gerekir. Yarım milyon liralık kol saati ile millete gösteriş yapmak tam da ruh kaybını göstermiyor mu? Bayram tatilini Monako’da geçirirken, yediği istakozu görgüsüzce paylaşmak da ruh kaybına işaret etmiyor mu?  

El değiştiren belediyelerde eski Ak Partili başkanların şatafatını yavaş yavaş görmeye başladık. Bunların bir kısmının CHP’lilerce abartıldığını da kabul ediyorum. Ama gözden kaçmayanlar da var. 

Meselâ Manisa’da Yunus Emre Belediyesi borç batağında ama 2021 yılı fiyatlarıyla 35 milyon liraya bina yaptırıyor. İçine lüks ve şatafattan geçilmeyen malzemeler döşeniyor. Borç içinde yüzen bir belediye neden altın varaklı koltuklarla donatır makam odasını? İşte bu durum ruh kaybının tam da kendisi değil mi? Üstelik belediyenin adının da “Yunus Emre” olması size ilginç gelmiyor mu? “Yunus Emre” ve şatafat!” Anadolu ruhunun büyük ozanı Yunus Emre, Tapduk Emre Dergâhı’na 40 yıl sırtında odun taşıyan biri değil mi? Böyle bir insanın adını taşıyan belediyede bu isme zerre kadar saygı olsaydı altın varaklı koltuklara oturulmazdı. Ruh kaybedilince Yunus Emre falan unutuluyor!

Bundan sonra yapılacak iş ne olabilir? Ruh çağırma seansları işe yarar mı bilmiyorum. Sanırım ruhunu kaybedenin cenazesini kaldırmak en isabetlisi.  O da millete düşen bir vazife!

 

 

 

 

“Hukuk, Adalet ve Demokrasi İçin Omuz Omuza!”

Selçuk’tan “Adanaca” mizah romanı

Yeşilçam'ın efsane ismiydi! Filiz Akın'dan acı haber geldi

ÇGC Korosu büyüledi

Yüksel Hançerli’nin anı filmi gösterime giriyor

“Kapı” aralanıyor!

Çukurova GİAD 33 yaşında!

“Renkli uçurtmalar kampı” Raflarda!

Sular VIP Görkemli Bir Açılışla Yeniden Hizmete Başladı!

Bir tek kendisine böbreğini veren oğlu Timur ve Tuğçe Tayfur'a miras bırakmadı! Nedeni ortaya çıktı...

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 27 22 0 5 41 71
2.Fenerbahçe 26 19 2 5 40 62
3.Samsunspor 27 15 6 6 14 51
4.Beşiktaş 26 12 6 8 13 44
5.Eyüpspor 27 12 7 8 11 44
6.Gazişehir Gaziantep 26 11 10 5 1 38
7.Göztepe 26 10 9 7 10 37
8.İstanbul Başakşehir 26 10 10 6 4 36
9.Trabzonspor 26 9 9 8 12 35
10.Kasımpaşa 27 8 8 11 -5 35
11.Rizespor 27 10 14 3 -12 33
12.Antalyaspor 27 9 12 6 -21 33
13.Konyaspor 27 8 12 7 -7 31
14.Alanyaspor 27 8 12 7 -9 31
15.Bodrum FK 27 8 13 6 -9 30
16.Sivasspor 27 7 14 6 -12 27
17.Kayserispor 26 6 11 9 -19 27
18.Hatayspor 26 4 15 7 -17 19
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35