Sosyal insanlar yaşadıklarının bilincindedir,
Onlar beden ve ruhuyla doğuştan barışıktır;
Her zaman mutlu, coşkulu, tatlı dilli hoş sohbettir,
Hayatın her türlü olumsuzluğuna karşı daima bilgece gülümserler,
Kimseyi kırmazlar, kırılmazlar, darılmazlar, darıltmazlar,
İncitmezler incinmezler,
Kendilerine yapılan her türlü yanlışları bağışlar, affederler,
Dünya insanlık ailesiyle daima barışık yaşarlar,
Çevrelerine daima yaşama sevinci, huzur, mutluluk saçarlar,
Vefa, nezaket kuralları, sevgi, saygı, hal hatır sorma,
Hürmette herkese eşit davranır asla kusur etmezler,
Bilgiye açık, devinip, dönüşüp, değişmeyi başarırlar,
Sağlıklarına özen gösterir, hastalığını kimselere söylemezler,
Hayatın her sıkıntısıyla mücadele edip, zaferler kazanırlar,
Sosyal olan insanlar, doğuştan kendilerini geliştirmeye açıktır,
Okurlar, gözlemlerle, kendilerini aşmak için sosyal etkinliklere katılıklar o nedenle çevresi geniştir,
Sorunları ve engelleri çevrelerinden aldıkları yardımlarla kolayca aşıp mutlu şekilde yaşamaya devam ederler,
Çok çalışır, çok eserler üreterek ayak izlerini bu gezegene kazırlar,
Yakın ve uzak çevresi hatta tanımadıkları insanlarla bile iletişim halinde oldukları için, çok iyi tanınır, sevilir, saygı duyulurlar,
Yaşamı ve ölümü bile pek çok kişi tarafından bilinir ve gönüllerde yer edinmiştir...
…
A sosyal kişiler ise, doğuştan küçük ruhludur,
Bir türlü çıkamadıkları için onlar günlük olayların arasından bir türlü,
Daima kaybolurlar, en küçük basit ve sıradan sorunlarını bile büyütür,
Pratik olmadıkları için basit olayların arasından boğulup kalırlar,
-Eyvah oğlumun şu işi var,
-Kızımın sorunları başladı,
-Hanımın hastalığı,
-Kaynanamın baş ağrısı,
-Patronumun verdiği işleri halletmem lazım,
-Sağlık sorunlarım gittikçe büyüdü,
-Gülmesini, teşekkür etmesini bilmezler,
-Hal hatır sorma vefa gibi bilinçleri yoktur,
Günlük basit olayların arasında mutsuz şekilde
Yaşadıklarını anlayamadan yitip giderler…
Ne kendilerine, ne yakınlarına zaman ayırama
Yetenekleri ve becerileri isteseler de,
Doğuştan itibaren yoktur, ömür boyu da olmayacaktır,
En yakın akrabalarıyla bir arada bulunup,
Mutlu sohbetler etmeyi bir türlü başaramazlar,
Gönüllere dokunup hasta ve yaşlı yakınlarının,
Hatırlarını yıllarca sormayı başaramazlar,
Hayatları her şeyi ertelemekle geçer gider,
Her şeyi “YARIN YAPARIZ” mantığıyla ertelemekle geçer, bir şair diyor ya;
-HEP YARIN YARIN DERİZ BAKARSIN YARIN KALMAZ…
Çevresindeki yakınları bu kişilere kahırlanır kırılır üzülür,
Darılıp bir günde kuş misali dünya sahnesinden uçup gider,
Ama bu durumlarını asla belli etmez, küsmez,
Sitem etmez düşüncelerini sürekli gizler;
-DAL RÜZGÂRI BELKİ AFFEDER AMA BİR KEZ KIRILMIŞTIR özdeyişini hatırlatmakla yetinirler…
…
A-Sosyal kişiler çoğunlukla yaşadıklarından bile habersizdir,
Okuma, düşünme, kendini geliştirme, sosyal
Çevreler edinme gibi bir istek ve bilinçleri yoktur,
Hayatları boyunca iletişim kurduğu insanların sayısı
Oldukça sınırlıdır, hatta yok denecek kadar azdır,
Toplum içinde hiçbir varlık gösteremezler,
Kendilerinin de ölüp gittikleri bile fark edilemez…
Tarih ve zaman bu kişilerin yaşadıklarını kayıt etme gereği bile duymaz,
…
Sonuç olarak;
Siz bu iki gurup insandan hangisinde olduğunuza karar verin;
Sosyalseniz, daha çok iletişim, bilgi, kendini aşma konusunda mücadelenize aralıksız devam edin,
A-Sosyalseniz, üstelik bu durumunuzun acil olarak farkına varın;
Sosyalleşip değişmek için bir kez daha düşünün, kendinizde ne gibi yenilikler yapabileceğinizi planlayıp, tez zamanda bu KISIR DÖNDÜGEN çıkmaya mücadele edin…
En önemlisi kendinize, sevdiklerinize daha çok zaman ayırın…
HEP YARIN YARIN DERSENİZ, BAKARSINIZ YARIN KALMAZ… SEVDİKLERİNİZ BU SAHNEDEN UÇUP GİDER BİR DAHA GÖREMEZSİNİZ…
Vakit geç olmadan kendinizi bir kez daha gözden geçirin…