Şu anda hayatının kolaylaştıran, refahını arttırıp, vazgeçmeyeceğin konforunu sağlayan, maddi manevi nelerin var?
...
Peki, bu gün sahip olduğun çok sevdiğin bu değerlerden, hangilerini, bugünkü hayata gelirken getirdin?
...
Peki, belki de uğruna canını verebileceğin bu değerlerden, hangisini dünyadan ayrılıp giderken yanında mezara götüreceksin?
...
Yanıt veriyorum; hiç birini birlikte getirmedin, giderken de tek birini dahi götüremeyeceksin... Yani üryan-çırılçıplak-geldin, yine üryan gideceksin...
...
Akıllı bir insan diyor ki;
-Hayata gelirken yanında getiremediğim, giderken de götüremeyeceklerim için, üzülmüyorum, canımı sıkıp moralimi bozmuyorum...
...
Tamamen evrensel olan yasa dünya insanlık ailesinin milyarlarca bireyi için de geçerlidir...
...
Şöyle bir düşünün; ana rahminden çıkıp, dünya gezegenine, ayak basarken örneğin, yanında şunlardan hiç biri yoktu; para, ayakkabı, giysi, mutfak eşyası, buzdolabı, ev, çamaşır, bulaşık makinesi, siyasi makam, ekonomik güç, arsa, tarla, bağ, bahçe, itibar, kariyer, diploma, kullandığın teknolojik vs yanında bu sayılanlar var mıydı? Elbette yoktu...
...
Yine ana rahminden çıkıp gelirken, dert, keder, hüzün, sorun, sıkıntı, bunalım, kaygı, karamsarlık, iyimserlik, kötümserlik, aşk, sevda, sevgi, saygı vs var mıydı? Bunlar da elbette yoktu...
...
Tüm bu değerleri burada yani, hayat sahnesinde edindin...
Giderken bunlardan bir tekini, bile götüremeyeceksin,
Tam bir tiyatro sahnesin olan, dünyada neye sahip olduysan,
Giderken hepsi burada kalacak...
...
Adam ölürken oğluna; bir ders vermek için şöyle demiş;
-Oğlum beni mezara çorabımla gömün...
Cenaze töreninde hoca doğal olarak, karşı çıkıp buna izin vermemiş...
...
Babanın oğlundan çıkartması, istediği ders şu; neye sahip olursan ol, tüm dünya senin de olsa giderken hiçbir şeyi yanında götüremeyeceksin, çünkü gelirken hiçbir şey getirmedin, giderken de götüremeyeceksin...
...
Burada edindiğin, dünya malı olan, mal, mülk, eşya, her şey için, asla mutsuz olma, bak ben bir çift çorabı bile, yanımda götüremedim, dünya malı için kimseyi kırma, kimseyi asla incitme, aç gözlü davranma, sahip olduklarınla yetin, insanların gönüllerinde yer bul, en büyük zenginliğin bu olsun...
...
Büyük Yunus Emre diyor ki;
-ANA RAHMİNDEN İNDİK PAZARA/ BİR KEFEN ALDIK/ DÖNDÜK MEZARA...
Yani hayatın çok kısa olduğunu, hiçbir şey için üzülmeye, değmeyeceğini anlatmış büyük usta...
...
İlk ve son kez deneme şansı bulduğun, hayatındaki her şey geçici ve biticidir, yaşamın nihai hedefi olan mutluluğa ulaşıp yüzde yüz bitecek, bu serüvende onu yaşamak gerekir...
...
Bunun için daima oku, ruhunu aydınlat, sürekli olarak aklını geliştir, doğru ve yerinde kullan, daima özgüvenini arttır, erdemli davran, kendini ve çevreni mutlu etmeyi başar...
...
Tekrarı, deneme şansı, ertelemesi, tasarruf etmesi mümkün olmayan, hayat her insanın kendine ait, mucize ve krallık ülkesidir, geçici yüzde yüz bitici bile olsa bu varlığının kralı sensin...
...
Mutlu olmak için kendine, özgü erdemli ve akılcı kurallarını uygula, daima adaletli ol, çalma, çırpma, insan başta olmak üzere hiçbir canlıya, hatta cansıza bile zarar verme, kavga etme, dövme, yaralama, öldürme...
...
Başkalarının kural ve sınırlarına, bağlı olarak yaşamayı kabul etme; çünkü onların sunduğu mutluluk, zaten mutluluk olamaz, seni de mutlu etmez...
...
Sahip olmak ve bulmak istediğin, her şey senin yüreğinin derinliklerinde fazlasıyla var... Kendine odaklan AN da yaşa, içinde yaşadığın bu gününü çok iyi ve dolu dolu değerlendir,
Hayatında hiçbir şeyi erteleme-sonraya bırakma işine aşkla bağlan ve çok çalış; Bir söz şöyle der;
HAYATININ EFENDİSİ OLABİLMEK İÇİN İŞİNİN KÖLESİ OL...
...
Ömrün boyunca her daim, B, C, Ç den başlamak üzere, Z’ ye kadar sayısız senaryon ve planlarını uygulamak için daima hazır tut...
...
Seni mutsuz eden, aşağıya çeken, zamanını ve enerjini çalanları, hayatından hemen çıkar at...
...
Kimseyi hiçbir nitelik ve niceliğinden dolayı asla kıskanma; dedikodu silahıyla insanlar zarar verme,
Hayat isimli bu sahnede daima kendi olanaklarınla yetin, sahip olduklarınla sevin; olmadıkların için asla üzülme o zaman kimseden korkmadan, özgürce yaşarsın...
...
Ayrıca mutluluğa giden her yol, beklentilerini düşük tutmaktan geçer unutma... Akıllı bir insan yine şöyle diyor;
-MUTLU OLMANIN YOLU /HAYATTAN BEKLENTİNİ DÜŞÜK TUTMAKTIR; YOKSA KANADINDAN VURULMUŞ, KUŞA DÖNERSİN...
...
Unutmaman gereken başka önemli şey de şudur;
Ne kazanırsan kazan, hangi güç ve makama ulaşırsan ulaş,
Hangi siyasi gücü elde edersen et, hayat sahnesine gelirken hiçbir şey getirmediğin gibi; sonradan sahip olduklarını da, burada bırakıp gideceksin...
...
Getirmediklerin ve götüremeyeceklerin için, canını asla sıkma, mutlu olmaya çalış… Sonuç olarak,
Anandan üryan geldin, üryan gideceksin...
Bu bilgeliğe ulaş, mutlu yaşa nokta...