İstanbul da, çok sayıda gökdeleni, iş merkezi olan zengin bir kişinin cenaze törenine katılmış…
Ve siyahlar içinde cenaze törenine gelen, ölen kişinin malını ve mirasçılarını yakından gözlemiş…
Bu insanların ölen kişinin mirası paylaşmak için birbirleriyle olan itiş-kakışlarını gözlemlemiş…
Bu sahneden çok etkilenmiş ve uzunca düşünmüş…
YENİ NESİL YAŞLI olanlara şu öğüt ve uyarılarda bulunuyor şöyle diyor;
-Yaşam boyu tasarruf ettiğiniz paraları sonuna kadar kullanın…
-Siz bu parayı elde etmek için çok çalıştınız bunu hatırlayın…
-Huzur ve sükûnetli bir hayat yolu seçin…
-Çocuklarınız ve torunlarınızın para sorunlarıyla uğraşmaktan vazgeçin…
-O paralarınızın hepsini kullanın…
-Çünkü bu güne kadar eğitim dâhil onlar için en iyisini yaptınız…
-Sorumluluk artık onlarda…
-Biraz da bencil olun bu sizin hakkınız…
-Hoşunuza gidecek işlerin peşinde koşun;
-Sağlıklı insan olarak ölçülü jimnastik yapın;
-Doğru dürüst yemeklerle beslenin…
-En yeni, en iyi, en güzel ve en giysileri kendinize yakıştırın…
…
Bu yaşlılık döneminde paranın sizin tasarrufunuzdan çıkması lazım…
-Zevk ve arzunuza göre harcayın…
-Bana kalırsa arkanızda fazla bir şey de bırakmayın…
-Çünkü miras beraberinde kıskançlık, kin, nefret, kavga, bazen de ölüm getirir…
-Aileleri parçalar, kardeşlerin arasını açar…
…
-Kendinizi küçük şeyler için üzmeden yaşayın…
-Sevgimizi hep canlı tutacağız…
-İşte hayatımız bu şekilde olmalı…
-Kendine iyi bakan, temizliğine dikkat eden;
-Gerektiğinde kuaför, dişçi, cildiyeye, kendini kontrol altında tutan;
-Mutlu insanlar olarak yaşamak zorundayız…
…
-Bu yaştan sonra genç ve yakışıklı olmayabiliriz…
-En azından bakımlı, olmak muhteşem bir şeydir…
-Kitap, gazete okuyup, radyo dinleyerek, televizyonda güzel programları seyrederek,
-İnternete e-mail atıp, bire bir hayatın içinde olarak,
-Dostlarımıza telefon ederek, yaşamak zorundayız…
-Seyahat etmek, yürümek, resim yapmak, hobi sahibi olmak gerekir,
…
-Yeni nesil yaşlılar olarak 5 temel ilke şöyle sıralanıyor;
1-Sağlığımıza dikkat edeceğiz…
2-Bir damımız-evimiz olacak…
3-Yeteri kadar da bir geçim kaynağımız olmalı,;
4-Dostlarımız varsa,
5-Üstüne bir de hobilerimiz koymuşsak daha da güzel olur…
…
İşte o zaman hayatın tadına doyum olmaz…
-Mutlaka sosyal etkinliklere katılın;
-Müzeleri gidin, sinema ve tiyatroya gidin,
…
-Bu arada gençlere saygılı olmak lazım…
-Onlar bizim bildiklerimizi bilmiyorlar…
-Bizim yaşadıklarımızı yaşamadılar…
-Belki bir gün bizim gerçeğimizin ne olduğunu anlayabilirler…
-Onlara düşüncelerinizi söyleyin…
-Yanılmış olsalar da onlarla asla tartışmayın…
-Yeni nesillerle tartışılmıyor…
-Gerekte yok, fikrinizi söyleyip geçin…
-Birde bizim doğrularımız başka dönemin yanlışları da olabiliyor, buna dikkat edin…
-Az konuşup çok dinleyerek, hoş güzel günler yaşayabiliriz…
-Acılar, üzüntüler hep olacaktır çare yok…
-Ama bunu da fazla dert etmeyin…
-Özellikle hastalığınızı kimseye söylemeyin…
-Kimse size VAH VAH GEÇMİŞ OLSUN demesin,
-Varsa bir sıkıntınız, aile hekimlerinizle konuşun…
-Aile hekimleri gayet zarif insanlar…
-Çünkü başkalarına sağlık sorunlarımızı anlatmak hiçbir işe yaramaz…
Kendinize bu lafları ettirmeyiniz…
…
UNUTMAYIN;
Hayatımızın hikâyesi ya da kötü olabilir;
Ne fark eder ki?
Bir daha tekrar etmeyecek bir hayattır bu…
Her şeye rağmen gülümseyin;
Kendinize gülümseyin,
Doğaya gülümseyin,
İnsanlara gülümseyin;
Mutlu yaşamın keyfine varın…
ABDULKADİR KAÇAR… ADANA 2024