Bugün, 21 Ocak 2025 Salı
10047,11%0,18
35,63% 0,17
36,91% -0,46
3113,59% 0,47
4988,95% 0,58
2025 yılında ilkokullarda artık karne verilmeyecek. Yeni kararı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, duyurdu. Bakan Tekin,Yeni eğitim-öğretim yılında, ilkokullarda karne yerine gelişim raporu uygulaması olacağını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hem 2024 yılının genel bir değerlendirmesini yaptı, hem de 2025 yılında hayata geçirilecek yeni uygulamaları anlattı. Tekin, yeni atamalardan fenomen öğretmenliğe; okul öncelerinde dağıtılan kumanyadan tartışılan mülakata kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2025 yılı için alınan en dikkat çekici karara göre ilkokullarda artık karne verilmeyecek.
İşte Yusuf Tekin'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Yılbaşı kutlaması ile ilgili değil de ailelere maddi külfet getirecek şeylere girilmemesi yönünde daha önce yaptığımız değişiklik hatırlatıldı. Okulların öğrencileri, velileri zan altında külfet altında bırakacak şekilde kullanılmasına karşıyız. Mezuniyet törenlerini ve baloları da yasaklamadık. O da yanlış anlaşıldı. Biz çocuklarımızın mezuniyet programları okullarda yapılsın dedik.
Şimdi önümüzdeki yılla ilgili ilkokullarda karne uygulamasının yerine gelişim raporu uygulamasına geçmiş olacağız.
Geçtiğimiz gün Özel Okul Birlikleri beni ziyaret ettiler. Onlardan ben öğretmen maaşlarının kamudaki öğretmen maaşlarıyla kıyaslamasını istemiştim. Yani şimdi ismini söylemeyeyim, birçok özel okul, kamudaki maaşlara çok yakın ödeme yapıyor. Onların bize bu anlamda verdikleri sözü tuttuklarını gösteriyor. Bu yıl özel okul ücretleri 180-200 bin lira bandındaydı. Özel okullar eğitim ücretlerine enflasyon oranında zam yapamadıkları zaman bunu başka alanlarda telafi etme yoluna gidiyorlardı. Okul ücretleri, fahiş ücretle kitap satma gibi konularda yönetmelik çalışmamız var. Orada da bir düzenleme yapacağız.
Bütçe geçti. 2024 KPSS’ye giren öğretmen arkadaşlarımız için kadro dağılımlarını yapıldıktan sonra alıma çıkacağız. Öğretmen Akademi henüz yürürlüğe girmedi. Bize kaç kadro verilirse atamaları mevcut prosedüre göre yapacağız.
AKADEMİ GİRİŞ SINAVI: 2025’te öğretmen adayı arkadaşlarımız için KPSS olmayacak. ‘Akademi Giriş Sınavı (AGS)’ adıyla bir sınav gerçekleştireceğiz. Sınavı 13 Temmuz’da ÖSYM yapacak. AGS sonuçlarına göre Millî Eğitim Akademisine giriş süreci başlayacak. Akademideki eğitimden sonra da öğretmen arkadaşlarımızı istihdam edeceğiz.
Biz kadrolu öğretmenlerimiz dışında usta öğretici ya da sizin ifadenizle ücretli öğretmen olarak tanımlanan kişilere ek ders ücreti ödüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. 60 milyon saat kurs açılacağını biz bütçeye koyuyoruz. Ama yıl içerisinde bunu aşabiliyoruz. Bu durumda Strateji Başkanlığı bize ek ders ödemesi yapıyor. Geçen sene AYM’ye başvuran CHP, ‘bütçe üstü ödemeleri’ iptal ettirdi. Dolayısıyla bu kurslara ücret ödeyememeye başladık. Temmuzdan itibaren her ay bu sıkıntıyı yaşadık. Şimdi sorun yaşayanlara başka kalemlerimizden aktarmayla ödemelerini yaptık. ‘Ücretli öğretmene kadro’ iddiaları da doğru değil.
Ben bu arkadaşlarla sohbet ediyorum. Diyorum onlara “Sana bir haksızlık varsa hemen şikâyetini yap, gereğini yapalım” diye... “Yok bana yapılmadı ama başka ilde bir arkadaşa daha yüksek bir not verildi” deniliyor. Tamam da mülakat bu ama. Şimdi burada komisyonlar arası adaletsizlik diye tanımlanabilecek bir şey yok. Burada şöyle bir tablo var. Israrla deniyor ki işte ‘Bin civarında adayın sıralamada yeri değişti.” Şimdi ben kimsenin yerinin değişmeyeceğinin garantisini zaten vermiyorum ki. Mülakat performansınıza göre değişebilir. Biz kul hakkı, adalet, hukuk devleti ilkelerine göre sınav yaptık. Mülakatın neticesinde bazı adaylarımızın -ki 60 bin kişi sınava girdi- içerisinde 1.000 küsur kişinin sıralaması değişmiş oldu. Bunlar da sıralaması değişmekten kastım; birinci olan kişiyi 20 bininci yapmamışızdır, 160. kişi, 180. olmuş. Dolayısıyla bu eleştiriler ‘işte bunları da atayın’ demek kabaca şu anlama geliyor. O zaman mülakat niye yaptık biz? Mülakatsız atama yapmış olduk eğer o dedikleri olursa. Bu, siyasi karar alma mekanizmalarının üzerinde vesayet bu yani, hiç bu kadar tartışmaya gerek yoktu o zaman.
Temizlikle ilgili yaz aylarında yaşadığımız tartışmadaki temel konu buydu. Böyle şov yapar gibi olmaz. Protokole uygun davranmak istiyorsanız buyurun gelin. Aynı şey yiyecek içecek için de geçerli. Okul yolunda tarihi geçmiş süt dağıtıldı gördünüz. ‘İstediğimi dağıtacağım’ bu olmaz. Bu hukuk devleti ilkesiyle de çelişir. Çocuklarımızın güvenliği açısından da sorunlar üretebilir. O yüzden karşıyız buna. Önüne gelen kek, çikolata dağıtacağım derse olay başka yere gider.
Ben hiçbir yerde hiçbir tanesinin ismini zikretmedim. Bir sivil toplum ya da meslek örgütüyle protokol imzalamamızın yegâne şartı, ilgili meri mevzuata göre bu kurumun meslek örgütü veya sivil toplum örgütü olarak kabul edilip edilmemesi. Onun dışında niyet okuma, ideolojik yaklaşım. Bir de protokolün içeriğine bakıyoruz.
Sadece biz değil, devletin başka kurumları da çalışma yapıyor. Hep birlikte bir süreç yürütüyoruz. Bunu yapmak durumundayız. Bir örnek olsun diye söyleyeyim, yanlış anlaşılmasın. Cinsellik içeren veya kumara yönlendiren uygulamalara yönlendiriyorlar. Biz de mesela bir uygulamaya giriyorsunuz pat diye karşınıza bir reklam geliyor, anlık olarak mesela çok oluyor, kapatmaya çalışırken bir basıyorsunuz uygulamaya girmiş oluyorsunuz. Hadi biz kendimizi kontrol edebiliriz ama çocuklar…
Velileri ve öğrenciyi rencide, rahatsız edecek uygulamalara kesinlikle taviz vermeyeceğiz, açık açık söyleyeyim. Çünkü CİMER üzerinden bu türden çok şikâyet geliyor bize. Yani veli diyor ki: Benim öğrencimi niye böyle bir şey için kullanıyor öğretmen... Onay vermediğim sosyal medya platformlarında çocuğun performansının yayınlanmasını arzu etmem, istemem. Bu sınırı iyi korumak lazım. Bununla ilgili uygulamaları hayata geçireceğiz.
Güvenlik soruşturması biten arkadaşlar göreve başlıyor hemen. Bu hafta biterse bu hafta, önümüzdeki hafta biterse önümüzdeki hafta başlar.
Onlarla görüşmeleri yaptık. Açılması yönünde bir karar verilirse hangi statüde açılacağına dair bir metin oluşturduk. Bundan sonrası artık siyasi bir mekanizma.
Öğretmen eğitimi, program geliştirme, ders kitabı yazma ve benzeri süreçlerde yardımcı olabileceğimizi söyledik. Biz de üstümüze düşen sorumlulukları yerine getireceğiz. Aileler dönse bile, çocukların eğitim öğretimleri sebebiyle hazirana kadar muhtemelen dönüşlerini erteleyecektir. Öğrenci sayımız nasıl değişecek o zaman göreceğiz.
Velilere tavsiyem açıkladığımız müfredata, ulaştırdığımız materyallere odaklansınlar. Sınav sistemi değişir değişmez öyle bir şey söylemiyorum ama sınavın içeriğiyle ilgili değişiklikler iin zaten hazırlıklarımız da var. Sınavın içeriği de bu formata dönecek. Yani programla uyumlu hâle gelecek.
Daha lansmanını yapmadığımız bir zekâ testi uygulaması var. BİLSEM’deki sınavları artık o uygulamayla yapacağız. Yerli ve millî zekâ testi uygulaması 2025’te ilk defa uygulanacak. Orada kullandığımız uygulamayı başka ülkeden satın almıştık.
Akademi Giriş Sınavı’nın KPSS’den önemli farklılıklarından bir tanesi şu olacak; Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onayladığı programlar Akademi Giriş Sınavı’nın bir parçası hâline dönüşmüştür. Yani olağan testlerin dışında onu da sürecin içerisine dâhil etmiş olduk.
Biz kadrolu öğretmenlerimiz dışında usta öğretici ya da sizin ifadenizle ücretli öğretmen olarak tanımlanan kişilere ek ders ücreti ödüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. 60 milyon saat kurs açılacağını biz bütçeye koyuyoruz. Ama yıl içerisinde bunu aşabiliyoruz. Bu durumda Strateji Başkanlığı bize ek ders ödemesi yapıyor. Geçen sene AYM’ye başvuran CHP, ‘bütçe üstü ödemeleri’ iptal ettirdi. Dolayısıyla bu kurslara ücret ödeyememeye başladık. Temmuzdan itibaren her ay bu sıkıntıyı yaşadık. Şimdi sorun yaşayanlara başka kalemlerimizden aktarmayla ödemelerini yaptık. ‘Ücretli öğretmene kadro’ iddiaları da doğru değil.
