Çok değil, geçen sezon bu zamanlar Galatasaray karşısına orta alanda Stambouli- Badou Ndiaye- Belhanda’nın oynadığı , çatır çatır, kafa kafaya mücadele ettiği bir kadroyla çıkmışız. Bu sezon Maestro- Tayfun- Nabil’in oynamadan teslim olduğu, ilk 15 dakikada iki acemi gol yiyerek maçın sonucunun belli olduğu bir maç…Bir sezonda nasıl bu hale getirdin takımımızı?
Takımımızın kalitesi, ekonomisi yerlerde sürünüyor. Gemiyi terkeden, terkedene…
Kimden intikam alıyorsun?
Geçen sezon Avrupa hedefi koyan sen, bu sene düşmeme hedefi koyuyorsun?
Bir sene de neden bu hale geldik, açıklamıyorsun…Basın toplantısı yapıp, taraftarları ilk ağızdan bilgilendirmiyorsun, bilgi kirliliğine yol açıyorsun…
Geçen yıl Galatasaray maçında stadı dolduran mavi sevdalıları nerede ki, stadın yarısı boş kalıyor?
Taraftar dernekleriyle didişip, yarattığın kaosla tribünlerde kavgalara neden oluyorsun…
Tribünlerden ‘’yönetim istifa’’ sesleri yükseliyor…
Galatasaray farklı mağlubiyeti sonrası, tribünlerde göz yaşlarını tutamayan çocukların sebebi sensin…
Neden? Neden? Neden? Neden bu haldeyiz? Eserinle övünebilirsin…
Maçla ilgili yapılacak yorum…
-Kale 15 yaşında gence teslim edilmiş, hata üstüne hata…
-Defansta 4 stoperli oyun…Kanat beklerinin orijini stoper olunca, geçen sezon Swensson’un ve Rodrigues’in geliştirdiği kanat atakları da gelişmiyor…
-Orta alan evlere şenlik…Saman alevi gibi ataklar…
Forvette Yusuf Barasi ve Yusuf Sarı neden yok, bilen yok…
-Kenarda otoriter hoca yok. Penaltıyı Nabil atsın, diyor ama Yusuf Sarı vermiyor üstelik topu Muslera’ya nişanlıyor. İkinci penaltıda Gravillon ‘’ben yaptırdım, ben atarım’’ misali takımımızın tek golünü atıyor…
Özetle..
Hedef ligden düşmeme konduğuna göre, Galatasaray rakibimiz değil. Bu maçta ki 3 puan kaybı dünyanın sonu da değil. Düşmeme mücadelesine girişeceğimiz rakiplerden puan almak önemli. Ama takımımızın kalitesi, ekonomisi, tribünlerde ki kaosu, geleceğe umutla bakmama izin vermiyor. Direksiyonda Murat Başkan rotamızı nasıl belirleyecek?